BOZCAADA'DA 48 SAAT

Bozcaada!!

Dedim ve sizin de yüzünüzde bir tebessüm belirdi değil mi?  Çünkü güzelim ada hak ediyor bu gülümseyişi.. Şarap,  rakı-balık,  buz gibi deniz, sıcacık kumlar , envai çeşit ev yapımı reçel, yel değirmenlerinde gün batımı derken alıp uzaklaştırıyor şehrin tozunu pasını üzerinizden.. Biz de tam da bu fikriyatla ve aynı gülümseyişle  döküldük yollara.. 

Hedefimiz : Bozcada..  
Gün olur , alır başımı giderim...
ULAŞIM

İstanbul'dan adaya  gidecekler için ya araba ya da otobüs  seçenekler arasında...

Arabayla uğraşamam ben otobüsüme atlar giderim diyenler için; Çanakkale Truva, İstanbul Seyahat, Kamil Koç, Metro, Pamukkale  gibi otobüs firmaları ile görüşerek tatil tarihinizden en az 1 hafta önce biletinizi garantiye almanızı tavsiye ederim.  Yolculuk 9 saat civarında süremekle birlikte güncel bilet fiyatı  Kamil Koç'ta 75 tl idi. 


Arabayla gideyim kafam rahat olsun diyenler içinse;  Istanbul -Bozcada arasında 2 adet feribot kullanmanız gerekecek..  Haftasonu için adaya gideceklerin  cumartesi sabah ilk feribotla adaya geçip zaman kaybetmemesi için gece en geç saat 3 gibi yola dökülmeleri gerekiyor... 

 Gestaş'ın Çanakkale Boğazı'nı geçmek için  düzenlediği feribotun  sefer saatlerini kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Araç için ödeyeceğiniz meblağ tek yön 35 tl. 

Boğazı aştıktan sonra Geyikli Feribot iskelesine gidip  sabah 8 'deki ilk feribot için sıraya girin..  Gidiş- dönüş 70 tl ödemek suretiyle kısa bir süre sonra Bozcada kollarını açmış sizi bekliyor olacak..

NOT: Adaya ulaştıktan sonra aracınızı ücretsiz park edebileceğiniz bir otopark var. Girişte hemen sol tarafta.. Girişteki görevlilere sorarsanız hemen yönlendireceklerdir. Boşuna otopark ücreti ödemeyin. 

ÖNEMLİ NOT: Adaya varır varmaz dönüş  feribotuna rezervasyonunuzu yaptırmayı unutmayın!

Ada vapuru yandan çarklı :)
 KONAKLAMA

Konaklama için biz bu defa ev kiralamayı tercih ettik  ev fiyatı 250 tl ve Lalezar kahvaltı salonunda kahvaltı dahil. Evde 6 kişi rahatlıkla konaklayabilir.  Özcan bey'de çok tatlı bir ev sahibi..
(Evimiz iskeleye 10 dk yürüyüş mesafesindeydi.)

ADA'DA  SABAH



İskele'de  iner inmez insan sokaklarda kaybolmak istiyor. Arabamızı park ettiğimiz gibi sokaklara vuruyoruz kendimizi.. 

Şiir gibi, huzur sinmiş sokaklar, rengarenk çiçeklere bezenmiş.. Sürekli bir fotoğraf çekme isteği ile yanıp tutuşuyor insan..  
Bozcada sokakları- Rum mahallesi
Sokaklardan güç bela sıyrılıp aç karnımızı doyurma kararı veriyoruz. 

Sosyal medyada sık sık fotoğraflarına rastladığım Rengi-gül'de mi kahvaltımızı yaparız diye planlamıştık ancak hesaba katmadığımız tek şey adadaki yoğunluk ve rezervasyon zorunluluğu oldu. 

Güç bela bulduğunuz bir yerin kapısından
- Rezervasyonunuz var mıydı?  
- Yoktu. 
- Hımm çok  yoğunuz.  gibi bir cevapla ayrılmanız  olası. 

Keza başımıza bizzat bu geldi. Okuduğum bloglar , yorumlar REZERVASYONN diye yırtınırken ben yine - Biz Türk'üz bize bişi olmaz moduna girip cengaverce  gittim ama ellerim bomboşş yüreğimde bir sızı dramında ayrıldık.  

Sosyal medya en büyük yardımcımız oluyor Türk mahallesindeki Asude Ada'yı aramaya başlıyoruz. Ada halkından yol tarifi alırken Türk tarafının en iyi kahvaltısıdır yorumunu aldık haksız sayılmazlar..


 Güzelimm bir cafe tatlı mı tatlı servis personeli..  Ada bizi ancak bu kadar güzel misafir etmeye başlayabilirdi. Sosyal medya üzerinden yaptığım incelemeler beni yine yanıltmadı...  Yöresel lezzetlerle taçlandırılmış güzelimm kahvaltı..  3 kişi için 2 kişilik kahvaltı sipariş ettik bize fazlasıyla  yetti.  Sahanda yaptıkları yumurtaya koydukları baharatlar bizi bizden aldı. Kabak reçeli gözümün bebeği oldu. 
Asude Ada'daki sabah kahvaltımız
 NOT: Ada'daki en büyük eksik  sanırım yönlendirme bir mekan arıyorsanız son derece yardımsever ada ahalisinden destek almanız gerekiyor. 

 Karnımız tok sırtımız pek şimdi bir kahve ile yolculuğun yükünü omuzlarımızdan atma zamanıdır diyip… Cold-brew kahvesi ile gönlümüzü fetheden Coffe Shelter’a uğruyoruz. 
Hizmette sınır tanımayanların mekanı "Coffe Shelter"
İşletmecisi dünya tatlısı.. İnanılmaz  güzel bir mekan yaratmış..  Resmen Karaköy kafelerinin marjinalitesi adaya taşınmış.. Benden kendilerine 5 üzerinden 15 . 

Ada’ya gidecek kahve severler.. Denemeden dönmeyin!
Gelmişiz 48 saatliğine niye pis boğazlık yapmıyoruz??! Diye düşünerek kendimizi Çiçek Fırın'a  atıyoruz.  Dondurması gerçekten anlatıldığı kadar lezzetli..  Eski Kahve ‘de bir limonata ardından artık plaj zamanıdır.. Ayazma koyuna doğru yine döküldük yollara..

Deniz masmavi, berrakk ve buzzz gibi….

 Neymiş efendim pis boğazlılığınızın esiri olup plaja geç kalmıyormuşsunuz.. Yoksa ne oluyormuş.. Sığınacak bir gölge bulmak mümkün olmuyormuş..  Ha diyelim ki  geç kaldınız bizim gibi.. O zaman havlunuzu yere atıp  denize gidip gelip azcık kuruyup  yol kenarındaki tesislerde  ( Koreli, Paşa , Ali baba ,   Vahit'in yeri , Thenes) kendinizi yemek ,  buz gibi bira, dondurma vs ile ödüllendirerek   biraz zaman geçirebilirsiniz.

NOT: Araba ile şehir merkezinden yaklaşık 15 dk uzaklıkta olan Ayazma koyuna ulaşmak için dolmuş seçeneği söz konusu.. Sanırım yarım saatte bir şehir merkezinden kalkıyor.

Yel değirmeninde gün batımını kaçırmamak için 17:45 gibi yola çıkmak lazım.  Trafikten kaçayım soluk alayım dediğiniz yerde trafikte sıkışabilirsiniz. Piknik sepetini , şarabını , selfie çubuğunu alan Gün batımına koşuyor.. Cam kadehi ile geleni kıskanırım derseniz sizde kadehinizi sepetinizi kapıp gidin! Bu manzara eminim nefesinizi kesecek ve fotoğraf severler like-larına like katacaktır.

Sağda solda alkışlar kopabilir… Sakin olun! Birine evlenme teklif ediliyordur. ! İşte bir o kadar da romantik oluyor..

 Güneş batar- batmaz koştur koştur kaçtık trafiğe yakalanmamak için malum 48 saate çok şey sığdırmamız gerekiyordu.

Ilk hedef evimiz ve tuzlarımızdan arınıp akşam yemeğine hazırlanmak.. Ada oldukça salaş  bir yer.. Hem de Arnavut kaldırımlı.. Sevgili kadın arkadaşlarım hadi o topuklular çıksın valizden...

 Tabi ki yine rezervasyonumuz yoktu.. Spontan bir şekilde bizi müzikleri ile içeri çağıran KAPI14’te rakı-balık yapmaya, sohbet etmeye karar verdik.. 5 kişi oturduğumuz sofradan 375 tl gibi cüzi bir rakama kalktık..  ( 70 ‘lik yeni rakı, bilimum meze, balık, salata, kalamar, karides.. )  Yediğim en güzel balık, tattigim  en güzel mezeler diyemem ama kötü hiç diyemem... Müzikler bizi içeri davet etti  hem nispeten gerilerde kaldigi icin o asiri kalabaliktan uzak sakin sakin sohbetimizi ettik.. 


KAPI-14
 Gece burda bitmez dedik ve kapısında "bazen açık" yazan Bakkal adlı koktely barımızda aldık soluğu..  Çok bekletiyorlar ancak çok güzel koktely yapıyorlar..   (  Fiyat  bilgisi: çilekli mojito : 35 tl ) 

BAKKAL
Güzel ve eğlenceli bir ekibiniz varsa sokak ortasında inanılmaz keyifli  bir gece yaşayabilirsiniz. Gecemizi hafif çakırkeyf kahkahadan karnımız ağrımış şekilde tamamlayıp kendimizi evimize atıyoruz..

 Sabah erkenden kalkıp  ev sahibinin kahvaltı salonunda kahvaltımızı yapıyoruz.. Kahvaltımız gözümüzü doyurdu doğrusu.  Pişi, İncir reçeli bir harikaydı...

 Aynı sırayla Coffe Shelter, Eski kahve, Çiçek Fırın, Ayazma koyu..

 Biraz erken dönüp Veli dede fırınından damla sakızlı kurabiye almalı...  Şarap evlerinden şarap almalısınız. Karadut şarabını çok beğendim.. Şiddetle tavsiye ediyorum.

Zamanın durduğu bir  yer hayal edin..  Yolların kekik koktuğu , üzüm  bağlarıyla çevrili , masmavi denizi , rengarenk sokaklarıyla  kocaman huzurlu kollarına  sizi alıp sarıp sarmayalan ...

 Bırakın gitmeyi yazarken bile mutlu eden bir yer Bozcaada... Diyeceğim o ki.. Siz de mutlaka bir gün Bozcaadayı görmelisiniz..  Şiir kokan sokaklarda kaybolmalı,  gün batımında adaya bir kez daha aşık olmalı, huzur içinde sohbet edip köy içinde enfes yemeklerle midenizi şenlendirmeli.. Koylarda  denize girip keyiflenmeli.. Zamanı durdurmalı , huzurla dolmalı. Ciğerinize Adayı doldurup  aklınızı orda bırakıp gelmelisiniz..

Ağustosta tekrar yarım kalanları yazmak üzere..
Temmuz 2015 
Thanks for your comment