SERVIS INSANLARI

Arkadaşım zor zanaaat şu İstanbul’da yaşaması..

Hiçbir zaman evine yakın yaşam alanları edinen bir insan olamayı başaramadım ve bunu  makus kader sayıp  sayıp “benim sadık yârim metrobüstür.. Metrobüs!!” nidalarıyla  yaşar oldum.. Değişmiyorsa , değiştiremiyorsan , kabul edeceksin...  Ne yapacaksın..  Okula metrobüsle git gel git gel.. Kokudan bayılmalar, dolu metrobüslere bakıp bakıp göz dolması , hatta bir dönem metrobüs merdivenlerini inerken  dizlerimin titremesi gibi  semptomlar aşırı metrobüs kullanmaya bağlı olarak gelişiyor sanırım.. Bu duruma metrobüs intoxu deniyor.. :)


Sonra bir işe başladım.. Evimle işim arası trafikli 1saat 30 dakikacık. (Trafiksiz vakit veremiyorum ziiiraaa hiç trafiksiz zamanına denk gelemedim.)


 Servis var hemi de kapının önünden alıyor. Alkış kıyamet bir sevinç bir sevinçç.

Dur az daha uyim makyajı serviste yaparımmm demeler, eğlence varsa geceden bir rahatlamalar “–enee dur aaz daha kalim nasılsa sabah yolda da 1.5 saat  kestiririm. Ohhh!!!” demeler.. Uyanırsın yüzünü yıkar makyajını yapar, giyinip kuşanıp çıkarsın.. Montunu kıvırıp kafanın altına sıkıştırıp  hayde 1.5 saat daha uyursun. Artık alışkanlıkların olur hep aynı virajda uyanırsın mesela..  Servisteki diğer insanlar hep uyumandan şikayet eder.. “– Amaaa sende hep uyuyorsun!” içinden “Töbe yarab ne yapacaaağğdımm sabah sabah.. Ne enerji ne çene.. Töbe töbe” diyip.. Nezaketle gülümsersin sukut içinde..  –“ İyi uyuyamıyorum bu ara” “Dün gece dışardaydım” “Bütün gece ders çalıştım” “ Keyifsizim bulaşmayın” gibi gibi binlerce uyku bahanesi edinirsiniz..

Tabi insana nimet gibi gelen sabah uyumaları süreç içinde  aynı sabah 2 kez uyanma şokuna sebebiyet veriyor. İnsanın haliyet-i ruhiyesi heeeçte hoş olmeyy…

Peki ya dönüş yolu?! Mesai bitsin de sabah sürüklenerek ofise giren ayaklar  meraya salınmış dana neşesiyle ofisten uçarak uzaklaşsın..  

Yorgun beyin.. Kulakta ne olduğu önemli olmayan bir tıngırtı.. Montu çıkar kıvır kafanın altına sıkıştır.. Dönüş eziyetine hazırsın..  Uyku bahanelerinizi burda da kullanabilirsiniz.. İşe yarıyor..

 Kısaca servis mutluluğuuuu da hiçç  uzun sürmedi..  Sonra anladım ki asıl mutsuzluk İstanbul’da.. Seviyorum da keratayı..

İşte bir sevda İstanbul.. Hem de kara bir sevdaa..Ne kadar kızsakta sevmekten vazgeçemeyeceğimiz  bir sevgili.. Uzaktayken hasretiyle yanıp  tutuştuğumuz , içinde yaşarken hep yerden yere vurduğumuz, asırlardır adına şiirler yazılan huysuz ama bir o  kadar da güzel sevgili..

 Eee çalışıyorum ben baaa müsade...

Thanks for your comment